Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, 11 Ekim Dünya Obezite ile Gayret Günü kapsamında bilgilendirme ve farkındalık toplantısı düzenlendi. Prof. Dr. Sibel Güldiken ve Genel Cerrahi Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel’in katıldığı toplantıda obezite ile çabanın kıymetine dikkat çekildi.
Doktor Sibel Güldiken, Sıhhat Bakanlığı datalarına nazaran Türkiye’nin yüzde 65’inin beden kitle endeksi sayılarına nazaran kilolu sınıfına girdiğini söz etti. Obezitenin görsel bozukluk ve ruhsal rahatsızlığı dışında metabolik rahatsızlıkların da temelini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Güldiken, “Obezite görselliğin ve kişinin ruhsal yapısının ötesinde kişinin metabolik hastalıklarının da temelini oluşturuyor. Bunlar, diyabet, hipertansiyon, mekanik kimi yürüme sorunları, astım üzere hastalıklar, safra kesesi taşı üzere sıkıntılar, hatta günümüzde yapılan çalışmalar kimi kanser tiplerinin dahi temelinde obezitenin yattığını göstermekte” dedi.
“OBEZİTE SIKLIĞI GİDEREK ARTIYOR”
Obezite ile gayret programlarının ehemmiyetine değinen Prof. Dr. Güldiken, “Obezite ile uğraş programları değerli. Neden bu noktaya geldiğimiz noktasında aslında sebebi sıklığının artıyor olması. Yalnızca Türkiye’de değil dünyada sıklık giderek artıyor ve yarattığı meseleler hem maliyet hem de maneviyat açısından hem hastalarımızı, hem de sıhhat ülkülerini zorlamaya başladı. Bu nedenden ötürü çocukluk vaktinden itibaren aslında obezitenin gelişmemesi ve bu hususta aile ve çocuklarının ortamlarının sağlanması ve ona nazaran de eğitim planlamalarının yapılması gerekiyor” diye konuştu.
“3 YETİŞKİNDEN 1’İ OBEZ”
Sağlık Bakanlığı Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü’nün obezite ile ilgili aktüel sayılarını paylaşan Güldiken, “Türkiye‘de ‘Sıklık çok yüksek mi?’ diye baktığımızda çok çarpıcı sonuçlarımız var. Özellikle aktüel sayıları paylaşmak istiyorum. Sıhhat Bakanlığı’nın Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü’nün sayfasında olan sayılar bunlar. Erkeklerde Türkiye’deki sıklık yaklaşık yüzde 20 yani 5 erkekten 1 adedinde, bayanlarda yüzde 40 yaklaşık 2 – 3 bayandan bir adedinde toplamda da baktığınızda yüzde 30’larda olan bir sayı var. Yani kabaca bir kıymetlendirme yaptığınızda, 3 yetişkinden 1 adedinin obezite hastalığına yakalandığını söz etmek durumunda kalıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE OBEZ BİR ÜLKEDİR DİYEBİLİRİZ”
İnsanların küçük yaşlardan itibaren obezite ile ilgili bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sibel Güldiken, “Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde şöyle bir sayı var. Türkiye’de 6 ile 18 yaş ortası oran yüzde 10’larda. Yani 10 çocuktan bir adedinde obezite hastalığı mevcuttur diye söyleyebiliriz. Yani Türkiye obez bir ülke kabul edilebilir zira kilo ve uzunluk üzerinden bir hesabımız var. En temelden kullandığımız sayı bu. Kiloyu boyun karesine böldüğünüzde 25 ile 18 ortasındaki sayıları olağan kabul ediyoruz, 25 ile 30 ortasındaki sayıları kilolu kümenin içine sokuyoruz, 30’un üzerindeki sayıları obez kabul ediyoruz. 40’ın üzerindekiler ise ‘ölümcül obez’ dediğimiz kümenin içerisine giriyor. Kilolu üzere kabul ettiğimiz 25’in üzerinde kümeye baktığımızda Sıhhat Bakanlığı’nın sitesinde yüzde 65 olarak gözüküyor. Olağan dediğimiz kesim yüzde 35’te kaldığı için Türkiye obez bir ülke olarak kabul edilebilir” diye konuştu.
“OBEZİTEDE CERRAHİ MÜDAHALE ÜLKÜ BİR TEDAVİ DEĞİL”
TÜ Genel Cerrahi Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Dr. Tuğrul Demirel de obezitede cerrahinin hiçbir vakit ülkü bir tedavi olmadığını söyledi.
Doktor Tuğrul Demirel, “Tabii ki obezitenin denetiminde cerrahi çok tesirli, kısa müddette çok büyük bir sonuç alınıyor lakin ortada çok büyük bir lakin var. Asla ülkü bir tedavi değil, zira cerrahi dediğimiz şey bir ameliyat. En hafifinden bir mide ameliyatı yapıyoruz. Daha farklı hasta kümelerinde ince bağırsağı da içine alan ameliyatlar yapıyoruz ve bunlar çok büyük risk taşıyan işler. Burada işin temelini kaçırmamamız gerektiğini düşünüyorum. Bir sefer obezitenin önlenebilir bir hastalık olduğu tam olarak anlatabilmiş değiliz. Obezite çocukluk çağında şayet tedbir alınırsa, eğitim programlarında buna öncelik verilirse, erişkin çağında çok önemli manada tedbir alabileceğimiz bir sorun” dedi.