Batman‘da yaşayan Fatma Çelik, 2011 yılında lösemiye yakalandı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 7 ay boyunca kemoterapi tedavisi gören Çelik, kanseri yendi. Fatma Çelik, 2015 yılında 4’üncü çocuğuna 6 aylık gebeyken löseminin yine nüksettiğini öğrendi. Tabipler, hastalığı ilerleyen Fatma Çelik’e, kemoterapi tedavisine başlanacağını, bu nedenle hamileliğin sonlandırılması gerektiğini söyledi. Fakat Fatma Çelik, çocuğunu dünyaya getirmek istediğini belirterek, kemoterapiyi reddettiğini söyledi. Bunun üzerine Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol başkanlığında kurul oluşturuldu. Kurulda tabiplerin büyük kısmı hamileliğin sonlandırılması istikametinde oy kullandı. Lakin Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol, hamilelikte birinci 3 ay geçtiği için, gebeliğe uygun ve bebeğe ziyan vermeyecek halde kemoterapi tedavisine başladı. Hamileliği periyodunda iki seans kemoterapi alan Fatma Çelik, 8 aylıkken sezaryen ile kızını sağlıklı bir halde dünyaya getirdi.
DOĞMUDAN 8 AY SONRA İLİK NAKLİ
Fatma Çelik, doğumun akabinde tedavisini, tabibi Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol’un tayin olduğu Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi‘nde sürdürdü. Fatma Çelik’e, doğumdan sonra ilik nakli yapılması kararlaştırıldı. Dünya İlik Nakli Bankası’nda bulunan birinci iliğin nakli, donörün yurt dışından gelmemesi nedeniyle yapılamadı. Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol’un başvurusu ile Türkiye Kök Hücre Uyum Merkezi’nde (TÜRKÖK) bulunan ikinci iliğin nakli ise muvaffakiyetle gerçekleştirildi. Gebeyken aldığı kemoterapiye karşın bebeğini sağlıklı bir biçimde dünyaya getiren Fatma Çelik, kendisi de doğumdan 8 ay sonra yapılan ilik nakli ile sıhhatine kavuştu.
‘ÖLÜMÜ GÖZE ALARAK ÇOCUĞUMU ALDIRMADIM’
Fatma Çelik, tabibi Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol’un annesinin ismini verdiği kızı 4 yaşındaki Fatma Zeren ile her yıl Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde denetimlerini yaptırıyor. Fatma Çelik, kızı Fatma Zeren ve kendi hayatını tabibi Mehmet Sinan Dal’a borçlu olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
“İkinci sefer kansere yakalandığımı öğrenince tabipler ‘çocuğunuzu aldırmanız lazım, bebeği aldıktan sonra kemoterapi verebiliriz’ dediler. İkimizin hayatının da riskli olabileceğini söylediler. Fakat hayatımı kaybetme değerine çocuğumu aldırmamayı tercih ettim. Bu sırada Doç. Dr. Mehmet Sinan Kısım ki o benim en büyük talihim oldu, gebeyken de kemoterapi alabileceğimi söyledi. Kızıma gebeyken kemoterapi tedavisi gördüm. Sonra 8 aylıkken sezaryenle kızımı doğurdum. Kemoterapi tedavisi devam etti. Dünya İlik Bankası’ndan uygun ilik bulundu; lakin donör gelemedi. Umudumu kaybetmek üzereyken Sinan Hocam TÜRKÖK’e başvurdu ve buradan uygun donör bulundu ve nakil oldum” diye konuştu.
‘KIZIM BAĞIŞÇI OLACAK’
Kızıyla birlikte parklarda eğlenen Fatma Çelik, kendisini yine doğmuş üzere hissettiğini ve kanseri yendikten sonra 3 yıldır doğum gününü kutladığını söyledi. Çelik, “Çünkü nakil sonrası tekrar doğmuş üzereyim. Kızıma ‘Sen benden 8 ay büyüksün’ diyorum. Çok şaşırıyor. Kızım gebeyken aldığım kemoterapinin yan tesirlerini görmedi. Çok sağlıklı bir kız çocuğu. Bilhassa gebeyken kansere yakalananlar lütfen ümidini kaybetmesin. Donör olmak çok değerli. Bir tüp kan veriyorsunuz yalnızca ve bir aile kurtuluyor. Biz 6 kişilik bir aileyiz. Bana ilik veren kişi sayesinde çocuklarım ve eşimle birlikteyim çok şükür. Fatma Zeren de 18 yaşına geldiğinde bağışçı olacak. Hoş bir his bir can yaşatmak. Korkulacak hiçbir şey yok. Bir hayat yaşatıyorlar” diye konuştu.
‘BEBEĞE ZİYAN VERMEYECEK KEMOTERAPİ BAŞLADIK’
Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji ve Kök Hücre Nakil Ünitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol, Fatma Çelik’e hamilelikte birinci 3 ayı geçirdiği için bebeğe ziyan vermeyecek biçimde kemoterapi tedavisi verildiğini söyledi. Kısım, “Fatma Hanım’ın hastalığı ilerlemişti. Bayan doğum hekimleri ve hematoloji hekimleri birlikte kurul yaptık. Birçok tabip arkadaşımız annenin hayatının tehlikede olduğunu, bu nedenle gebeliğin sonlandırılması tarafında oy kullandı. Lakin hamilelikte birinci 3 ay geçtiği için gebeliğe uygun, bebeğe ziyan vermeyecek bir kemoterapi başladık. Daha sonra sağlıklı bir bebeğimiz dünyaya geldi. Ona annesinin ismini verdim. Fatma Zeren, anne karnındayken önemli yan tesirler görmedi. Çok sağlıklı, algıları açık bir çocuk” dedi.
‘İLK 3 AY KEMOTERAPİLERİN TÜMÜ SAKINCALI’
Fatma Çelik’in bir gün kendisine “Uğraşmayın artık, iyileşemeyeceğim” dediğini anımsatan Doç. Dr. Mehmet Sinan Kol “Sonuna kadar umudunu kaybetmemesini söyledim. Artık çok âlâ. Gebe bayanlar belli kemoterapileri, makul devirlerde alabilirler. Gebeliğin birinci 3 ayında kemoterapilerin tümü sakıncalıdır. Lakin 3 ay sonrasında bebekte organ gelişimi bittikten sonra makul kemoterapileri, birtakım hastalıklarda kullanabiliyoruz. Mesela lösemi, lenf kanserinde kullanabiliyoruz. Gebelik ve hematolojik kanser olduğu vakit tecrübeli bir merkez önemlidir” diye konuştu.