Semih Kaplanoğlu‘nun yazıp yönettiği, Türkiye’nin 92’nci Akademi Ödülleri’ndeki (Oscar) adayı olarak belirlenen Bağlılık Aslı filminin birinci ABD gösterimi başşehir Washington’da gerçekleştirildi.
FESTİVALDE GÖSTERİLDİ
Sanatseverlerin ağır ilgi duyduğu gösterim, Türkiye Washington Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği tarafından 3. Washington Türk Sinema Şenliği kapsamında yapıldı. Washington Smithsonian’s Freer Sanat Merkezi’ndeki gösterimde hazır bulunan direktör Kaplanoğlu da Oscar adaylığına ait değerlendirmelerde bulundu.
BAĞLILIK ASLI FRAGMANI
Bağlılık Aslı sinemasının gelecek hafta Los Angeles’ta düzenlenecek Asya sinema Festivali’nde gösterime gireceğini ve sonrasında gala ve tanıtım programları gerçekleştirileceğini kaydeden Kaplanoğlu, sinemanın birinci etapta birinci 9 ve daha sonra 5’e girmesi konusunda çalışmalar yaptıklarını ve güzel bir sonuç alınması konusunda umutlu olduğunu tabir etti.
“DEĞERLENDİRENLER SİNEMANIN İÇERİSİNDE”
Ancak Türkiye ve ABD ortasındaki siyasi sürecin Oscar değerlendirmelerine tesir yapıp yapmayacağına emin olamadığını belirten Kaplanoğlu, “Son devirdeki siyasi süreç bize bunu işaret ediyor fakat her şeyi de siyasete bağlamak ve gündelik siyaset üzerinden pahalandırmak bana çok gerçek gelmiyor. Sonuçta bu sinemaları değerlendirenler de sinemanın içerisinden gelen beşerler. Bekleyip, göreceğiz” sözlerini kullandı.
“DİNAMİKLERİ FARKLI”
Kaplanoğlu, ayrıyeten Amerikan sinema sanayisinin Cannes yahut Berlin Sinema Festivali’nden daha farklı dinamiklere sahip olduğunu vurgulayarak, Oscar sinema değerlendirmelerinde daha farklı dengelerin gözetildiğini lisana getirdi.
“ALTYAZILI OLMASI DEJAVANTAJ”
Kaplanoğlu, şunları söyledi: Nuri (Bilge Ceylan) Beyefendi ve benim ödül aldığımız Cannes yahut Berlin Sinema Şenliği ne kadar değerli olsa da Amerikan sinema sanayisinde büyük bir fark yaratmıyor. Zira Oscar’da öbür istikrarlar ve diğer bakış açıları devreye giriyor. Sinemanın kıssası, oyunculuğu yahut senaryosu üzere sıkıntılar kıymetli rol oynuyor. Ayrıyeten biliyoruz ki sinemanın suratı ve altyazılı olması burada bir dezavantaj lakin doğal ki umutluyuz.”
TÜRK SİNEMASI VE OSCAR
Türk sinemasının Oscar’a hazır olup olmadığı konusunda da Kaplanoğlu, Türk sinemalarının uygun bir strateji kapsamında düşünülmesi ve her sinema için özel çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
Kaplanoğlu, “Oscar yapılanması ile Türk sinemasının ortasındaki alakaları ve bağı güçlendirmek gerek gerekiyor. Bunu bizim yapmamız lazım. Hepsinin ötesinde asıl belirleyici etken sinemaların kendisidir. Sinemaların güçlü ve yeterli olması en kıymetli noktadır. Şayet bizim sinemamız düzgün sinemalar üretmeyi sürdürürse o denli sanıyorum ki gelecekte bu bahiste bir muvaffakiyet elde edebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
SABIR VE UMUT VURGUSU
Sinemayla ilgilenen gençlere de tavsiyelerde bulunan Kaplanoğlu, şunları kaydetti: “Hayallerini ertelemesinler. Ümitsizliğe kapılmasınlar. Bana nazaran bizim mesleğimizin ve bir direktörün sahip olması gereken en değerli iki özellik vardır. Birincisi umut etmek, ikincisi ise sabırdır. Sabır, bu işte çok değerli zira bir sinemaya bazen üç beş sene harcıyorsunuz. Kâfi kaynak bulmak, istediğiniz oyuncularla çalışabilmek üzere birçok zorluğu var bu işin. O yüzden sabır buradaki en kıymetli etkenlerden birisi. Ayrıyeten bizim dünyaya kendi kültürümüzü ve dünyamızı anlatacağımız çok şey var. Bunu biz samimiyetle ve kendi kültürümüz üstünden anlatabilirsek çok daha ilgi çekecek işler yapacağımıza inanıyorum.”
Kaplan Sinema ve Sinehane ortak üretimi olarak hayata geçirilen Oscar adayı “Bağlılık Aslı” sineması, çağdaş dünyada bayan ve anne olmanın yarattığı açmazlarla, bu durumun bayanların yakın etraflarıyla olan bağlantılarına yansımalarını beyazperdeye aktarıyor.