Antalya’da yapılan 7. Ulusal Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresinde, gastroenteroloji ve gastroenteroloji cerrahisindeki mevzular tartışıldı.
Toplumda sık rastlanan fakat konuşulmaktan çekinilen “kabızlık” sıkıntısına değinen Türk Gastroenteroloji Derneği Lideri ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Bor, kabız olan hastaların, utanarak doktora başvurmadıklarını söyledi.
“TUVALET SÖZÜNDEN BİLE UTANÇ DUYAR HALE GELDİK”
Kabızlığın bilimsel tarifinin haftada 3’den daha az sayıda dışkılamak olduğunu belirten Dr. Bor, kabızlığın utanılması gereken bir durum olmadığını, tedavisinin ise mümkün olduğunu söyleyerek şu sözleri kullandı:
“Yıllarca, ‘ayakyolu’, ‘wc’, ‘hela’, ‘tuvalet’ üzere sözler kullanıldı. Hoş Türkçemizde bir düzine söz varken, ‘lavabo’ diye bir söz icat ettik. Lavaboya değil, tuvalete gidiyoruz. Bu sözden bile utanç duyar bir noktaya geldik. Hal bu türlü olunca insanların kabızlık yahut altına büyük abdesti kaçırmayla ilgili mevzularda büyük bir tabu nedeniyle tabibe başvurmadığını görüyoruz. Örneğin, kabız hastaların yaklaşık 3’te 1’i kabızlıklarını engelleyebilmek için parmakla boşaltıyorlar. Bu kadar önemli hadiseler var. Bunlar hiçbir vakit doktora gitmiyorlar. Kabızlık bir yazgı değildir. Kabız hastaya illa çok fazla sayıda tetkik yapmamıza da gerek yok.”
Ağır kabızlık olaylarının kesinlikle gastroenteroloji uzmanına başvurması gerektiğine işaret eden Bor, hafif kabızlık kahrı yaşayan hastaların aile doktorları ve iç hastalıkları uzmanına gitmesi gerektiğini belirtti.
“HASTALAR KABIZLIKTAN UTANIYOR”
Kabız olanların doktora gitmeye utandıklarını, gittiklerinde ise birden fazla şikayetlerini gizlediklerini aktaran Prof. Bor, “Bana kabızlık şikayetiyle gelen bir hastanın eşi odadan çıktığında, ‘size söyleyemedim lakin ben altıma da kaçırıyorum. Güzel ki eşim çıktı’ dediğini biliyorum. İşin değişik tarafı eşi de bana altına kaçırma şikayetiyle gelmişti. İkisi de utanmaktan birbirlerine söyleyememişler. Bunun tabipleriyle paylaşılması lazım” diye konuştu.
“TACİZ, BİR KABIZLIK NEDENİDİR!”
Kabızlığın altında yatan nedenlerden birinin, ‘sosyo-psikolojik’ sorun olduğunun altını çizen Bor, “Örneğin taciz, bir kabızlık nedenidir. Psikiyatrik açıdan çok değerli bir mevzudur. Uzun seyahatlere giden hastaların birçoğu tuvalete gitmek istemiyorlar. Tuvalet seçmek, kabızlığın en kıymetli nedenlerinden bir tanesidir” sözlerini kullandı.
Kabızlığın tedavi teknikleri hakkında açıklamalarda bulunan Bor, kelamlarına şöyle devam etti:
“İshal olana kahve verilir ya, işte hoş olan kahve ishal yapar. Bunu söylemek gerekiyor. Beşerler sabah kahvaltısının akabinde içtikleri kahveden sonra bir büyük bardak su içecek. 10 dakika kadar tuvalette oturacak. Nefes antrenmanı yapacak. Bunu dışkılasın, dışkılamasın her gün yapmak ve beyefendisine yazmak gerekiyor. Beyefendisine bu kodlanmalı.”
Kabızlığın ilaçla da tedavi edildiğini fakat birtakım ilaçların geri ödeme sisteminde olmadığını belirten Dr. Bor, “Kabızlık önemli bir meseledir. Bu bahis halkımız ve sıhhat otoritesi tarafından hak ettiği bedeli alamıyor. Her 11 yetişkinden 1’si kabızdır. Bu, çok yüksek bir oran. İlaçların süratlice geri ödeme sistemine alınması ve Türkiye’ye şimdi gelmemiş başarılı ilaçların süratlice ülkeye getirilmesi gerekmektedir” formunda konuştu.
“ANİ BAŞLAYAN KABIZLIĞA DİKKAT”
Bazı hastaların risk altında olduğunu söyleyen Bor, “45-50 yaşından sonra kabızlık ani başlamışsa, makattan kanaması varsa, açıklanamayan kilo kaybı, ateşi, birinci derece akrabasında bağırsak kanseri ya da polip alınmışsa, iltihabi bağırsak hastalığı dediğimiz durumlar varsa, bu bireylerin kesinlikle en yakın gastroenteroloji uzmanına başvurması gerekir. Altta yatan neden kalın bağırsak kanseri olabilir. Kalın bağırsak kanseri tıpta korunulabilir tek kanserdir. Kalın bağırsak kanserini bir polipken alırız, aldığımız vakit da o kişinin bir ömür uzunluğu kanser olma riskini sıfırlarız” dedi.