Ahmet Kaya’nın Malatya’dan Paris’e uzanan hayat öyküsünü sinemaya taşıyacağı belirtilen ve isminin ‘İki Gözüm Ahmet’ olduğu açıklanan sinemaya ait Kaya’nın Eşi Gülten Kaya, avukatları ile birlikte basın açıklaması gerçekleştirdi. Beyoğlu’ndaki Ceyazir Toplantı Salonu’nda gerçekleşen basın açıklamasında Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, yapılan sinemanın Ahmet Kaya ile ilgisi olmadığını belirterek, yasal ve tüzel haklarını kullanacaklarını belirtti.
“BUNLARIN BENİM GÖZÜMDEKİ TARİFİ KİFAYETSİZ MUHTERİSLERDİR”
Ahmet Kaya ile uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların Ahmet Kaya sineması yaptığını argüman etmesini sert bir lisanla eleştiren Gülten Kaya, “Ahmet Kaya ile hayatında fiilen ve düşünsel olarak tek bir sefer bile yan yana gelmemiş bir grup beşerler, onun hakkından en ufak bir fikri dahi olmayan bir grup beşerler bu sineması ve sinemaları yapmaya çalışıyorlar. Bunların benim gözümdeki tarifi kifayetsiz muhterislerdir. Zira Ahmet Kaya’nın anısını bu kadar pervasızca didiklemek, incitmek, talan etmeye kalkmak onu özleyen, öğrenmek isteyen, tanımak isteyen ve dinlemeyi yine dilek eden milyonlarca insanı da istismar etmeleri manasına geliyor. Onlarında yanıltılmalarına ve hayal kırıklığına uğratılmalarına müsaade veremezdik. Bu yapılmak istenen işler Ahmet Kaya’nın hayatından, gayretinden büsbütün uzak onu sevenlerine ve geleceğe yanlışsız formda aktarmaktan büsbütün uzak. Sinema sanatının minimum estetik bedellerini dahi taşımadığını düşündüğüm ve ticari olduğu, yalnızca ticari maksat taşıdığı son derece net kimi teşebbüslerle karşı karşıyayız. Çabucak tabir edelim ki bizler bütün yasal korunma yollarını faal biçimde çalıştıracağız ve bu çeşit teşebbüslere karşı hukuksal haklarımızı elbette sonuna kadar kullanacağız” diye konuştu.
“YAPILANLAR AHMET KAYA’NIN YIRTICI BİR SÖMÜRÜSÜNDEN İBARET, TİCARİ BİR FAALİYETTİR”
Ahmet Kaya’yı anlatmaya, onu sinemaların, belgesellerin öznesi yapmaya kıymet kılan, onun notaları, besteleri, kelamları, sesi, gayreti ve bütün olarak hayattaki duruşudur diyerek açıklamasına devam eden Kaya, “Bu duruş emekle, sanatla, çabayla, ahlaki kıymetlerle yoğrulmuştur. Ahmet Kaya için atılacak her adım, onun bu bedellerine sadakatle gerçekleşmelidir. Meğer yapılanlar Ahmet Kaya’nın yabanî bir sömürüsünden ibaret ticari bir faaliyettir. Ahmet Kaya’nın hayata bakışını, kanılarını, yeteneklerini ve üretimini sevenlerine karşı bir sorumlulukla ya da gerçek sinemanın görsel ve estetik lisanıyla geleceğe yönelik olarak ‘belgeleme’ yerine, onu yağmalama teşebbüslerinden olan “film” ya da ”filmler”i yapmaya çalışanların isimlerini ise biliyoruz tabi. Bunlar Ahmet Kaya/Yusuf Hayaloğlu ağzından söylemek gerekirse sanat hırsızları. Ahmet Kaya’nın sanatsal varlığı ve üretimi hayatın ortasında bir hakikat olarak varlığını sürdürürken onu taklit etmeye soyunan sanat hırsızı figüranların hali de hazindir tabi” biçiminde konuştu.
“BİZLERE VE SEVENLERİNE KARŞI BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK”
Ahmet Kaya’nın tüm yapıtlarını binbir emekle ürettiğini belirten Kaya, “Ahmet Kaya’nın binbir emek ve ihtimamla ürettiği yapıtlara ve “gerçek” hayat hikayesine yer verilmeden bir Ahmet Kaya sineması hazırlanması, üstelik bunun hukukun ve maddelerin manipüle edilerek yapılması, üstüne üstlük basına bunun hem bir Ahmet Kaya sineması olduğunun hem de Ahmet Kaya’nın hayatının birebir yansıtılmayacağının açıkça beyan edilmesi ve bu istismarın adeta bir maharet sayılması bizlere ve sevenlerine karşı büyük bir saygısızlık, sorumsuzluk daha da ötesinde ahlak yoksunluğudur” dedi.
“AHMET KAYA MÜZİĞİ OLMAYAN BİR AHMET KAYA FİLMİ”
Ahmet Kaya müziği olmayan bir Ahmet Kaya sineması yapılmaya çalışılması onun üretimine katkı sunmuş kıymetli şairler, kelam müellifleri ve öteki bestekarlara karşı da büyük bir hadsizlik ve büyük bir saygısızlıktır. Münasebetiyle yapılan iş bir sanatkarın öteki bir sanat kısmı üzerinden yağmalanmasıdır maalesef. Ahmet Kaya sineması denilen sinemada Ahmet Kaya yok. Fakat bütün kamuoyu bu bir Ahmet Kaya sineması diye manipüle ediliyor. Ahmet Kaya neden yok? Yapıtları yok. Hayatına dair gerçek hiçbir bilgi yok. Lakin ismi Ahmet Kaya sineması. O vakit ne kalıyor geriye, eşittir tüccarlık, gişe telaşı. Bizim bu çeşit tüccarlarla bir ortaya gelme üzere bir durumumuz kelam konusu olamaz. Bu sinemada oynayan oyuncuları da bu sanat hırsızlığı olarak tanımladığım durumun paydaşları olarak görüyorum onları. Daha evvelden yaptığı işleri dışarıda tutarak bu iştirak ettikleri bizi ilgilendiren sinemaya dair söyleyebilirim, bunu” sözlerini kullandı.