Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Siyasetleri Konseyi Üyesi Sinema Sanatkarı Hülya Koçyiğit, heyet üyeleriyle Edirne’de temaslarda bulundu.
Sinema hayatının en kıymetli sinemalarından birisi olan “Kurbağalar”ı Edirne’de çektiğini anlatan Koçyiğit, Edirne’nin kendisinde özel bir yeri bulunduğunu lisana getirdi.
Koçyiğit, “Bana memleketler arası ödül kazandıran bir sinemadır. Edirne’yi yaşamış, Edirne’yi içine sindirmiş bir şahısım. Senede bir gelirim. Geldiğim vakit da tava ciğer yerim. Natürel ki Osmanlı’dan evvel de yaşanmış bir yerdir burası ancak buraya her gelişimde Balkan Harbi, Yunan işgali aklıma gelir. Bu yörenin insanlarının tarihte kente nasıl sahip çıktığı kahramanlık öyküsü aklıma gelir” diye konuştu.
Edirne’nin son devirde sistemsiz göçmenlerle anıldığını aktaran Koçyiğit, şunları kaydetti:
“Yunanistan’da darbedilip gönderilen göçmenlerin haberleri yer alıyor. Biz burada onlara vicdanımızla bakıyoruz. Bütün millet olarak, kültürümüze has misafirperverliğimizle, komşumuz açken uyuyamayışımızla bakıyoruz. Vicdanlı insanlarız. Bize sığınan insanlara her vakit yardımcı oluyoruz. Avrupa dediğimiz bize insan hakları dersi vermeye kalkan güya ileri medeniyetler… Ne yazık ki insan haklarına hiç hassasiyet göstermiyorlar. Tam aksisi azap ediyorlar insanoğluna. Münasebetiyle Edirne deyince, hudut kapısı deyince, Meriç Irmağı deyince bunlar kelam ediliyor. Halbuki biz istiyoruz ki Edirne sahip olduğu bedellerle öne çıksın, var olsun.”
“TOPLUMDA BAYANA, ÇOCUĞA VE HAYVANLARA ŞİDDET VAR”
Kadına şiddet ile ilgili soru üzerine Hülya Koçyiğit, şöyle konuştu:
“Toplumda bayana, çocuğa ve hayvanlara şiddet var. Hasebiyle sinema buna tanıklık ediyor. Gerçek hayatta bu varsa sinemanın da konusu oluyor. Sinemaya bunu aktarmak demek durum tespiti yapmak yerine insanları düşündürmektir. Bu alanda yapılan birçok sinema bizi düşündürüyor. Örneğin çocuk gelinlerle ilgili sinema unutulmayacak bir sinemaydı. Kadına şiddet ne yazık ki var ancak ‘tüm dünyada bayana şiddet var’ kelamına sığınmamamız lazım. Bunun bir boyutu da çok şükür Müslümanız. Müslümanız diyorsak bayana çok büyük hürmet duymamız gerekiyor zira o denli emredildi bize. Natürel bunların sinemaya aktarılıyor olması da özendirici değil, düşündürücüdür.”
“Sinema dalında veliahdınız var mı?” sorusuna da Koçyiğit, “Bu kesimdeki tüm gençleri seviyorum. Onların da benim üzere heyecan duymasını isterim, emek harcıyorlar. Onların da hoş işler başaracağına inanıyorum” cevabını verdi.
Koçyiğit, “Sinemadan emekli olabildiniz mi?” sorusuna da kurdukları dernek aracılığıyla Bakanlıktan talepte bulunduklarını anlattı.
Sinema sanatkarlarına gelen 10 yıllık afla birçok oyuncunun emekli olduğunu aktaran Koçyiğit, “Kültür Sanat Siyasetleri Şurası olarak bu hassasiyetin de üzerinde duruyor ve başaracağımıza inanıyoruz” dedi.
HÜLYA KOÇYİĞİT, TARIK AKAN’I ANLATTI