İran başkanı Ayetullah Ali Hamaney’in ofisinden yapılan açıklamaya nazaran, Cumhurbaşkanı Manevî ve hükümet yetkilileri başşehir Tahran’da Hamaney’le bir ortaya geldi.
Ruhani, burada yaptığı açıklamada, ABD’nin azami baskı siyasetine rağmen İran’ın petrol piyasasında istikrar ve istikrarı sağladığını savundu.
Washington idaresinin İran’ın petrol ihracatını sıfırlama gayesinin gerçekleşmediğini belirten Manevî, “Küresel güçler, İran’ın petrol ihracatının büsbütün engellenmesi ve sıfırlanması halinde, memleketler arası deniz yollarının eskisi üzere inançlı olmayacağını biliyor. Hasebiyle İran’a karşı tek taraflı baskılar, onların menfaatini ve bölgenin güvenliğini temin edemez.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını “terör eylemi” biçiminde niteleyen Manevî, “ABD, çocuklar ve bayanlar dahil olmak üzere İran halkının tamamına karşı ekonomik savaşa başvurdu.” sözlerini kullandı.
Washington idaresinin nükleer mutabakattan tek taraflı çekilmesinden sonra uyguladığı yaptırımlara karşılık İran’ın mutabakattaki taahhütlerini kademeli olarak azaltma kararı aldığına işaret eden Manevî, “Anlaşmanın taraflarıyla yapacağımız görüşmeler başarılı olursa kaideler değişebilir lakin başarılı olmazsa biz kendi yolumuzu sürdüreceğiz.” dedi.
HAMANEY’DEN HİNDİSTAN’A KEŞMİR ÇAĞIRISI
Öte yandan İran önderi Hamaney hükümet üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, yaptırımların boşa çıkarılması için iktisattaki petrol ihracatına bağımlılığın ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, yerli üretimin istikrarlı iktisadın anahtarı olduğunu hatırlattı.
Konuşmasında Pakistan ile Hindistan ortasındaki Cammu Keşmir sıkıntısına ait de değerlendirmelerde bulunan Hamaney, şunları kaydett:
“Keşmir’deki Müslümanların durumu hakkında telaşlıyız. Hindistan’la düzgün ilgilere sahibiz fakat Hindistan hükümetinden Keşmir’in asil halkına yönelik adil bir siyaset uygulamasını ve bölgedeki Müslümanların baskı ve zorbalığa uğramasını engellemesini bekliyoruz.”
Hamaney ayrıyeten başta Keşmir olmak üzere Hindistan ile Pakistan ortasındaki uyuşmazlıkların İngiliz hükümetinin Hindistan işgalini sonlandırdığı yıllarda izlediği siyasetlere dayandığını söz ederek, “İngilizler, Keşmir’deki çatışmalardan yarar elde edebilmek için bölgede bu yarayı kasıtlı olarak bıraktı.” değerlendirmesinde bulundu.