Avrupa Birliği (AB) Kurulu Lideri Donald Tusk, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın kendisine gönderdiği mektuba, Twitter’dan yaptığı paylaşımla karşılık verdi.
İrlanda Adası’nda, Brexit’ten sonra fiziki hudut oluşturulmasını önlemeye dönük “tedbir maddesi”nin rastgele bir alternatif bulununcaya kadar “güvence” olduğuna dikkati çeken Tusk, “Tedbir unsuruna karşı çıkanlar ve gerçekçi bir alternatif sunmayanlar, kabul etmek istemeseler de (iki İrlanda arasında) tekrar hudut inşa etme taraftarı olanlardır” tabirlerini kullandı.
Johnson, Tusk’a dün gönderdiği mektupta, İngiltere’nin AB ile vardığı Brexit muahedesinin İngiliz parlamentosunda üç kere reddedilmesine yol açan Kuzey İrlanda hududuna ait “tedbir maddesini” kaldırmayı önermişti.
Ayrıca İngiltere Başbakanı Johnson, mektupta, kelam konusu maddeyi “antidemokratik” ve “İngiltere’nin egemenliğiyle bağdaşmaz” biçiminde nitelendirmişti.
BREXIT SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
Johnson, ülkeyi AB’den 31 Ekim’de mutabakat olsun yahut olmasın ayırmaktaki kararlılığını sık sık yineliyor.
Theresa May’in AB ile vardığı Brexit mutabakatı, parlamentoda üç defa reddedilmişti.
Reddedilen mutabakat, İngiltere ile AB ortasında Brexit sonrasında iki yıllık geçiş süreci öngörüyordu. Bu müddette İngiltere’nin modülü Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ortasındaki sona ait tahlil bulunamaması halinde “tedbir maddesi” yürürlüğe girecekti.
Madde, İngiltere’nin meseleye tahlil getiren yeni bir düzenleme üzerinde anlaşılana kadar Gümrük Birliği içinde kalmasını öngörüyordu. İngiltere’nin bu maddeyi, tek taraflı olarak terk etme kapısı da kapalı tutuluyordu.
Anlaşmanın parlamentoda reddedilmesinde en kıymetli ögesi “tedbir maddesi” oluşturmuştu. Ortalarında Johnson’ın da yer aldığı mutabakatın muhalifleri, bu unsurun İngiltere’yi süresiz biçimde AB’ye tabi bir ülke haline getireceğini argüman etmişti.
İngiliz parlamentosu, 29 Mart’ta gerçekleşmesi gereken anlaşmasız Brexit’i yasa çıkartarak engellemiş, hükümet, AB’nin de onayıyla Brexit’i 31 Ekim’e ertelemişti.
İngiltere, 2016’daki referandumda yüzde 48’e karşı yüzde 52 oyla AB’den ayrılma kararı almıştı.