Türklerin Anadolu’ya giriş kapısı olarak bilinen Bitlis’in Ahlat ilçesindeki Eski Ahlat Kenti İç Kalesi’nde yapılan hafriyatlarda “Oğuz damgaları” bulundu. Anadolu’nun tapusu olarak nitelendirilen ve her yıl çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayan ilçede, müze müdürlüğünün başkanlığında Eski Ahlat Kenti İç Kalesi’nde yürütülen hafriyat çalışmaları tarihe ışık tutuyor.
Ahlat’ta mağara konutlarının bulunduğu Harabeşehir’de yer alan kaya bloklarının üzerine şurası iç kalede, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müsaadesiyle yapılan hafriyat çalışmalarında, ortaya çıkarılan yapılardaki taşların üzerinde Oğuzlara ilişkin damgalar tespit edildi.
“KİTABE İP UÇLARI VERİYOR”
“Açma yaptığımız yerlerden biri de kalenin üst kısmındaki sekizgen yapı. Fonksiyonu hakkında kesin bilgiye sahip değiliz. Hafriyat ilerledikçe yapının fonksiyonu hakkında bilgi edineceğiz, ayrıntılı tarif imkanı bulacağız. Açma çalışmalarımızda çeşitli Oğuz damgalarına rastladık. Oğuz uzunluklarından biri de Avşar uzunluğudur. Avşar uzunluğu imleri de tekrar taşlar üzerinde yer alıyor. Bu bizde kimi bulguları çağrıştırıyor. Buraya birinci gelen Oğuz uzunlukları olduğuna nazaran, kale de muhtemelen bilhassa Ahlatşahlar’a, erken periyoda ilişkin bir yapı olmalıdır. Bunu şu anda kesin söyleyebilmek mümkün değil. Hafriyat ilerledikçe tahminen kitabe bulacağız yahut öteki bulgular elde edeceğiz. Kalenin surlarında tespit ettiğimiz bir kitabe de bu istikamette bize ip uçları sunuyor.”
“NE VARSA ORTAYA ÇIKARMAYI AMAÇLIYORUZ”
Avşarların, Oğuzların bir kolu olmasından ötürü imlerin tamamının Oğuz damgalar” olarak nitelendirilebileceğini belirten Kulaz, “Daha evvel öteki yerlerde işaretler bulunmuş ancak iç kalede birinci kere nizamlı hafriyat yapılıyor. 1950 ile 1960’lı yıllarda sondaj biçiminde kolay çalışmalar yapılmış. Onun dışında rastgele çalışma yapılmamış. Buradaki Oğuz damgaları da birinci kere tarafımızca bulunuyor” tabirlerini kullandı.
İç kalenin farklı alanlarında da açma çalışması yapacaklarını bildiren Kulaz, “İç kaleler idare merkezleridir. İdare merkezlerinde bir yahut iki yapı olmaz. Birçok yapı olduğunu düşünüyoruz. Toprağın altında her ne varsa ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz. Sağlıklı sonuç verebilecek bir jeoradar çalışması da yapacağız” dedi.