Dış Ekonomik Münasebetler Konseyi (DEİK), “Barış Pınarı Harekatı” konusunda global bilgilendirme atağı başlattı.
Harekatla ilgili dezenformasyonların önüne geçilmesi hedefleniyor. Yabancı ülkelerin önde gelen medya organlarına özel röportajlar verecek DEİK, Barış Pınarı Harekatı’nın yurtdışındaki muhatapları nezdinde en gerçek biçimde anlaşılması için tüm toplumsal medya ağlarını da kullanarak, pek çok farklı lisanda bilgi akışı sağlayacak.
DEİK Lideri Nail Olpak’ın imzasıyla kaleme alınan mektup, Barış Pınarı Harekatı’nın dünya kamuoyu tarafından tüm gerçekliğiyle anlaşılması için DEİK çatısı altındaki 146 İş Konseyi’nin tüm karşı kanat kuruluşlarına ve irtibatta olunan yabancı paydaşlara gönderildi.
Olpak, açıklamasında şunları tabir etti:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimizin terör ögelerine karşı, barışın, güvenliğimizin ve hudutlarımızın korunması için gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatıyla ilgili görüşlerimizi, İş Konseylerimizin karşı kanat kuruluşları ve yabancı paydaşlarımız ile paylaştık. Çatlak sesler ve bu harekat sebebiyle bazılarınca bize karşı hasmane tavırlar olacak ve tahminen de maalesef birtakım olumsuz tablolarla da karşılaşabileceğiz. Fakat gün, bu küçük hesapların yapılacağı gün değildir. Gün, birlik, beraberlik ve tam dayanışma günüdür. Biraz sabırla hoş gelişmelerin olacağını inşallah daima birlikte göreceğiz. Dayanışma derken, Türk Devletinin ve askerinin daha evvel Fırat Kalkanı ve Zeytin Kolu harekatlarında olduğu üzere orada hangi hedefle bulunduğunu, maksadın saf Kürt, Arap ya da başka sivil ögelere ziyan vermek değil; tam bilakis, hem onların hem de sonlarımızın güvenliğini sağlamak olduğunu bıkmadan ve usanmadan her ortamda anlatmamız gerekiyor. Bu şuurla, barış Pınarı Harekatı ile ilgili durumu ve görüşlerimizi lisana getiren mektubu, tüm İş Kurulları karşı kanat kuruluşlarımıza ve bağlantıda olduğumuz yabancı partnerlerimize ilettik. Şu anda, kasıtlı bir kara propaganda yürütülüyor ve iş dünyası olarak bizler de dünyaya, tüm gücümüzle toplumsal medyada, basında, radyoda, televizyonda, iş yerlerimizde ve farklı çevrelerdeki sohbet ortamlarımızda bu hususun yılmaz savunucuları olarak iletilerimizi iletiyoruz.”
PYD/YPG’DEN 200’DEN FAZLA SALDIRI
Mektupta, Türkiye’nin, Suriye kaynaklı terörle gayrette DAEŞ’e karşı Fırat Kalkanı ve Zeytin Kolu operasyonlarını gerçekleştirdiği ve terörizm tehdidinin DAEŞ ile sonlu kalmadığı anlatılıyor.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca, bilhassa Fırat Irmağı’nın doğusundan, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’YE bağlı ögelerin tereddüt etmeden sorumluluk üstlendiği, 200’den fazla atak ve sivil topluluğun öldürülmesi yahut yaralanması olaylarının gerçekleştiği tabir ediliyor.
“OPERASYONUN GAYESİ HUDUT GÜVENLİĞİ”
Türkiye’nin PYD/YPG tehdidi ile ilgili beklentilerinin ve hassasiyetlerinin müttefikleriyle tekrar tekrar paylaşıldığı belirtilen mektupta, Türkiye’nin, artık sonlarında teröristlerin varlığına tahammül edemeyeceği ve bu yüzden “Barış Pınarı Harekatı”nın başlatıldığı vurgulanıyor. Operasyonun temel emelinin Türkiye’nin hudut güvenliğinin sağlanması, bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi ve Suriyelilerin bu teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılması olacağı anlatılırken, operasyonun, BM Şartı’nın 51’inci unsurunda ve ilgili Güvenlik Kurulu kararlarında belirtilen öz savunma hakkına uygun olarak memleketler arası hukuk temelinde gerçekleştirileceği açıklanıyor. Operasyonun ayrıyeten, yerinden edilen Suriyelilerin inançlı ve istekli geri dönüşlerini kolaylaştırmayı da hedeflediği ve Kürtler, Araplar ve Hıristiyanlar da dahil olmak üzere en az bir milyon yerinden edilmiş Suriyelinin cetlerinin topraklarına geri dönme bahtı vereceği belirtiliyor.
“BÖLGEYE BARIŞ GETİRECEK”
Türkiye’nin Suriye’deki terörle çaba eforlarının, ayrılıkçı gündemleri bozarak Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve birliğine katkıda bulunacağının söz edildiği mektupta, yabancı terörist savaşçıları sorununun lakin milletlerarası toplumun kolektif aksiyonlarıyla tesirli bir formda ele alınabileceği vurgulanıyor. Mevcut operasyonla ilgili manipüle edilmiş dezenformasyona karşı, Türk hükümetinden gelen resmi tabirlerin dikkate alınması gerektiği belirtilen mektupta, bu operasyonun bölgeye ve tüm dünyaya barış, istikrar ve refah getireceğine inanıldığı tabir ediliyor.