Erbil Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “Asayiş ve anti-terör timleri, çok kısa bir müddet içinde Erbil hücumuyla irtibatlı ortalarında olayın baş faili Mazlum Dağ’ın da olduğu 3’ü Türk vatandaşı olmak üzere toplamda 6 kişiyi yakaladı. Başka 3 kişi IKBY vatandaşı olup faillere yardım ve yataklık ettiği tespit edildi. Olaya karışan birkaç kişi daha mahkemece verilen karar üzerine aranmaya devam ediyor.” denildi.
Açıklamada ayrıyeten şu sözlere yer verildi:
“Suçluların itiraflarına nazaran, Türk Başkonsolosluğu çalışanının öldürüldüğü Kürdistan Bölgesi’nin istikrarını bozmayı hedefleyen Erbil’deki terör saldırısı birkaç ay evvel Kandil’de Fatih (Botan) ismindeki PKK’lı tarafından planlandı. Taarruzun baş faili, 2 Irak vatandaşını Türk diplomatın müdafaası olduğu kuşkusu ile öldürdüklerini itiraf etti.”
Erbil Emniyet Müdürlüğü, yazılı açıklamanın yanı sıra kelam konusu 6 kişinin itiraflarının yer aldığı imajları de kamuoyuyla paylaştı.
IKBY güvenlik güçleri, 20 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Türk Başkonsolosluk görevlisinin şehit edildiği saldırıyı düzenleyen terörist Mazlum Dağ ve ona yardım eden Muhammed Bisksız’ın yakalandığını duyurmuştu.
Erbil’de, 17 Temmuz günü bir restorana düzenlenen silahlı hücumda, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğunda vazifeli bir diplomat şehit edilmiş, 2 Irak vatandaşı da hayatını kaybetmişti.
“KANDİL’DE 26 GÜN KALDIM”
Irak’ın Erbil kentinde Türk Başkonsolosluğu görevlisinin şehit edildiği akının baş faili Mazlum Dağ, atak öncesinde Kandil’de 26 gün silah eğitimi aldığını itiraf etti.
Irak Kürt Bölgesel İdaresi (IKBY) Emniyet Müdürlüğü tarafından yayımlanan imajda Dağ’ın, terör örgütü PKK ile nasıl kontağa geçtiğini ve saldırıyı ne halde gerçekleştirdiğini ayrıntılı bir biçimde anlattığı görülüyor.
Erbil’e 2015’te geldiğini, örgütle ağabeyi İbrahim Dağ üzerinden irtibata geçtiğini belirten Mazlum Dağ, şunları söylüyor:
“Erbil’de bulunan İbrahim geçen şubat ayında Kandil’e gideceğini söyledi. Ben de katılmak istediğimi ağabeyime ilettim. (Örgüt tarafından) Nisan ayında bana telefon açıldı. Numaramı ağabeyimden aldıklarını söylediler. (Süleymaniye’nin) Ranya ilçesi üzerinden Kandil’e gittim. Fatih ve Botan isimlerini kullanan bir kişi tarafından karşılandım. Yaklaşık 26 gün Kandil’de onlarla birlikte kaldım. Silah kullanmayı öğrendim. Kalaşnikof ve tabanca ile atışlar yaptım. Bu gelişmeden sonra Erbil’e geri dönüp bir kafede çalışmaya devam ettim.”
Kandil’den döndükten sonra örgüt üzerinden Siirtli olup Mehmet ile Dıjvar kod isimlerini kullanan Erbil’deki örgüt üyesi Abdurahman Er ile tanıştığını tabir eden Dağ, “Dıjvar ile birkaç görüşme gerçekleştirdim. Bana Türkiye Başkonsolosluğunda çalışan birinin fotoğrafını gösterdi. Sonradan bu kişinin isminin Osman Köse olduğunu öğrendiğim. Benden bu şahsı takip etmemi ve ona ilişkin bilgileri paylaşmamı istediler.” dedi.
Saldırının faillerinden Dıjvar’a bilgi aktardığını, onun da bu bilgileri Kandil’deki Fatih’e gönderdiğini belirten Dağ, “Benden onu (Köse’yi) öldürmemi istediler. Ben de aksiyonu tek başıma yapamayacağımı, 2 müdafaasıyla birlikte 3 kişi olacaklarını belirttim.” diye konuştu.
Erbil’deki bir mezarlıkta hücum için kullandıkları araca uydurma bir plaka takıp Köse’nin bulunduğu restorana gittiklerini, saldırıyı gerçekleştirirken sağ bacağından vurulduğunu anlatan Dağ, olaydan bir süre sonra saldırıyı birlikte düzenledikleri iki tetikçiden ayrıldığını aktardı.
Dağ, Erbil’de birkaç yer değiştirdikten sonra 20 Temmuz’da IKBY’deki anti terör timlerince yakalandığını kaydetti.