Osmanlı’dan bugüne gelen 4 asırlık geçmişe sahip Kırkağaç’a mahsus ‘Pideli ayak paça’ yemeği, parmak ısırtıyor.
Damakta bıraktığı güzel tadıyla pideyi ayak paça, çevre vilayet ve ilçelerden birçok kişinin Kırkağaç’a gelmesini de sağlıyor. Yöreye has pide, paça ve paça eti suyundan yapılan ve porsiyonu 10 lira olan lezzet, birinci defa tadanları müdavimi yapıyor.
Kırkağaç’ta 25 yıldır lokanta işleten evli ve 3 çocuk babası aşçı Emin Karaaslan, ‘Pideli ayak paça’ yemeğinin imalinde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:
“Yöreye has yemeğimizin üretimi birinci olarak pideden başlar. Pidemiz yöreye hastır. ‘Çakal’ pide olarak bilinir. Pideleri evvel ince ince ufak kareler halinde kesersiniz. Tabağa yerleştirirsiniz. Sonra kuzunun kelle ve paça etini suyun içerisinde 5 saat boyunca bekletirsiniz. Akabinde 2 saat boyunca kaynatırsınız. Bu kaynayan suyu etinden ayırırsınız. Elde edilen o suyu, pidenin üstüne dökersiniz. İşte tam da püf noktası burada başlıyor. Suyunu ne çok ne de az koyacaksınız. Çok koyarsanız pideler çok ıslanacak, az koyarsanız pideler kuru kalacak. Tam kıvamını tutturmanız gerekiyor. Daha sonra paçanın etini ıslanan pidelerin üzerine serpiştiriyorsunuz. Sonra kırmızıbiber, isteğe nazaran sirke, sarımsak ya da limon. En son olarak çokça tereyağı koyuyorsunuz. Artık yemeğimiz servise hazır”
Karaaslan, bu yemeğin sıhhate da epey yararlı olduğunu vurgulayarak, “Zengin vitamin ve mineral içeriği nedeniyle doğal antibiyotik. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kış aylarında soğuk algınlığı ve gripten korur” dedi.
MÜŞTERİLERDEN TAM NOT
Müşterilerden Ahmet Nalçakan (62), “Bu lezzeti uzun yıllardır yiyoruz. Burada yaşayanlar, bu yemeğin ne olduğunu bilir. Tadı hoş. Her vakit yenilir” dedi.
Bir öteki müşteri Nazif Çakır (42) ise, “Hemen çabucak her gün, iş çıkışı gelirim. Pideli paça yerim. Lezzetli ve çok şahane bir yöresel yemeğimizdir. Ben genelde limonlu ve sarımsaklı yerim. Herkese tavsiye ederim” diye konuştu.
